Bursa
Çok Bulutlu
12.1°
Başka Gazete

Adalet Nöbeti'nin ikinci yılında Bursa'dan 'Gezi Davası' çağrısı: Serbest bırakın!

2024.04.25 13:53 Son Güncellenme: 2024.04.25 15:52 - BURSA

Gezi Davası'nda çıkan kararların ardından başlayan Adalet Nöbeti'nin ikinci yıl dönümünde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu bugün yaptığı basın açıklamasıyla Gezi Davası tutuklularının serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Adalet Nöbeti'nin ikinci yılında Bursa'dan 'Gezi Davası' çağrısı: Serbest bırakın!

BAOB Binası önünde yapılan basın açıklamasında konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek, Gezi Direnişi hakkında güdümlü mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararın ardından 2 yıl geçtiğini hatırlatarak, geçen süre boyunca büyük bir hukuk skandalına tanıklık ettiklerini söyledi.

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı ve Hakan Atalay'ın her ne kadar serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski Başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay'ın da içinde bulunduğu kişilerin 2 yıldır cezaevinde tutulduğunu söyleyen Şimşek, "Artık hepimiz biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir. Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir. Milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir." şeklinde konuştu.

Açıklamada, "Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında güdümlü mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararın üzerinden tam iki yıl geçti. Bu iki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik ettik" denildi.

TMMOB Bursa İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek'in okuduğu açıklama şöyle:

"Bugün 25 Nisan 2024...

Ülkemizin en görkemli halk hareketlerinden biri olan Gezi Direnişi hakkında güdümlü mahkeme tarafından verilen hukuksuz kararın üzerinden tam iki yıl geçti.

Bu iki yıl boyunca büyük bir hukuk skandalına şahitlik ettik.

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Mücella Yapıcı, Hakan Atalay bu süreçte serbest bırakılsa da Şehir Plancıları Odamızın İstanbul Şubesi'nin eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay'ın da içinde bulunduğu arkadaşlarımız 2 yıldır cezaevinde tutuluyor.

Artık hepimiz biliyoruz ki bu karar, sadece arkadaşlarımıza yönelik değildir.

Bu karar, 2013 Mayıs-Haziran aylarında iktidarı sarsıp korkutan milyonlara yöneliktir; milyonlarca insanın demokratik hak kullanımlarını cezalandırmaya, barışçıl ve demokratik istemleri bastırmaya ve kamu idarelerine yakışmayacak bir şekilde öç almaya, cezalandırmaya yöneliktir.

Hukuk artık, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır.

Halkın taleplerini özgürce ifade etmesini, bunun için meydanlara çıkmasını bir darbe girişimi olarak gören bu dava, bu ülkeyi yönetenlerin antidemokratik zihniyetinin göstergesidir.

Mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirerek toplumu aydınlatan ve iktidarı uyaran mühendis, mimar ve şehir plancılarını darbeci olarak suçlayarak, ülkenin bilim dışı, akıl dışı kararlar ve zihinler tarafından yönetildiğinin göstergesidir.

Ancak şunu unutmasınlar; bu ülke sahipsiz değildir.

Gezi bu ülkenin yarınlarına sahip çıkan, hakları ve geleceği için mücadele eden, gerici politikalara itiraz eden milyonların sesidir. Bu sesi ne hapsedebilirsiniz ne durdurabilirsiniz!

Biz buradayız...

Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı'na ve Gezi Parkı'na sahip çıktıkları için, rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler.

Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası'nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır.

Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.

Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir.

Bir avuç sermayedara, bir avuç zorbaya karşı milyonların haykırışıdır Gezi.

Parklarımız, ağaçlarımız, ormanlarımız, derelerimiz...Gezi bu ülkenin kendisidir. Tarihidir. Mirasıdır. Geleceğidir.

Arkadaşlarımızın yanında olmaya, doğru bildiklerimizi söylemeye, halkımızdan, ülkemizden yana kamu yararını savunma mücadelemize devam edeceğiz.

Ve buradan bir kez daha inatla söylemeye devam ediyoruz; Halkın haklı mücadelesini durduramazsınız. Gezi'nin karşısında duramazsınız.

Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.

Bu hukuksuzluğa son verin.

Arkadaşlarımızı serbest bırakın.

"SUÇ İŞLEMEDİLER, RANTA KARŞI ÇIKTILAR"

Hukukun adaleti sağlamanın bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanıldığını ifade eden Şimşek, halkın taleplerini özgürce ifade etmek için meydanlara çıkmasının darbe girişimi olarak görüldüğü bu davanın da iktidarın antidemokratik zihniyetini gösterdiğini dile getirdi.

Şimşek konuşmasında bu ülkenin sahipsiz olmadığının altını çizerken, tutukluların suç işledikleri için değil, Gezi Parkı'na sahip çıkarak rant projelerini karşı çıktıkları ve mesleki sorumluluklarını yerine getirdiği için cezaevinde olduğunu söyledi.

"GEZİ ÖRGÜTLÜ SESİMİZDİR"

Hem Gezi Direnişi'nin hem de davada tutuklanan arkadaşlarının kendilerinin yüz akı ve tarihlerinin bir parçası olduğunu kaydeden Şimşek, "İktidarın ve yandaş medyanın pervasız saldırılarına rağmen, hiçbir iftira, hiçbir senaryo, hiçbir karar arkadaşlarımızın masumiyetine ve haklılığına leke düşürmeyi başaramamıştır. Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Gezi biziz. Açlığa, yoksulluğa, baskıya, zulme karşı yükselttiğimiz en örgütlü sesimizdir." dedi.

Şimşek, tutukluların yanında olmaya ve doğru bildiklerini söylemeye devam edeceklerini söylerken, hukuksuzluğun ikinci yılında Gezi Davası tutuklularının serbest bırakılması çağrısında bulundu.