On binlerce insanın yaşamını yitirdiği Kahramanmaraş merkezli depremler çok sayıda ilde büyük yıkıma yol açtı.

Hatay'da önceki gün art arda meydana gelen 6,4 ve 5,8'lik sarsıntılar ise kentlerin şehir plancısı, mimar, mühendis olmadan A4 kâğıt üzerinde bilimsellikten hayli uzak şekilde dizayn edilmeye çalışılmasının ne kadar vahim olduğunu âdeta bir kez daha hatırlattı.

Uzmanlar malum uzun süredir beklenen Marmara depremine de dikkat çekiyor.

Bursa ve İstanbul'la ilgili neredeyse her gün yeni bir uyarı yapılıyor.

Hâliyle hiç vakit kaybetmeden yetkililerin harekete geçmesi gerekirken yapılmaya çalışılan plan değişiklikleri felaketlerden ders alınmayacağını gözler önüne seriyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı, Osmangazi'deki Hüdavendigar mahallesinde bulunan yapılaşmamış son parsellerin de betonlaştırılmasının önünü açmaya çalışıyor.

Aşağıdaki fotoğrafı dikkatlice inceleyiniz.

Başka söze gerek var mı yok mu siz karar veriniz!

Zaten bölge betonlaşacağı kadar betonlaşmış...

Neden son kalan alanları da konutlaştırmak arzusundasınız?

Her kamu parselini hangi gerekçeyle yapılaşmaya açmak ya da satmak zorundasınız?

Daha önce 2017'de bölgeyle ilgili hazırlanan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar mahkeme tarafından iptal edilmişken niçin yeni planlar hazırlamakta ısrarcısınız?

Hüdavendigar mahallesi, 4673 ada 6-7-8 parseller, 6650 ada 1 parsel, 6649 ada 1 parsel ve kuzeybatısındaki park alanı, 2280 ada 1 parsel ve Dobruca mahallesi 2249 ada 1 parselin kuzeydoğusundaki otopark alanına ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği'nden söz ediyoruz.

Bu imar planı değişiklikleri az önce ifade ettiğimiz gibi daha önce mahkeme tarafından iptal edilmişti...

Zaten akademik odaların açtığı davanın ardından hazırlanan bilirkişi raporunda Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin yapmaya çalıştığı plan değişikliğinin "Planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine, kamu yararına aykırı olduğu" ifade edilmişti.

Ayrıca "Belediye mülkiyetindeki yerde donatı alanı yerine getirilen konut kullanımı nedeniyle meydana gelecek yoğunluk artışı 1/25000 ölçekli üst kademe nazım imar planı hükümlerinin mevcut yoğun alanlarda yoğunluğun artırılmaması, düşürülmesi ve donatıların artırılması yönündeki hedefi ile ters yönde bir gelişme önermektedir" de denilmişti.

Söz konusu değişiklikle ilgili belediye tarafından hazırlanan raporda ise "Planlama alanı 1996 yılı Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasına göre 1. Derece Deprem Bölgesi içerisinde yer almaktadır. AFAD Deprem Dairesi Başkanlığı tarafından yenilenen, 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete' de yayımlanmış olan ve 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren "Türkiye Deprem Tehlike Haritası"na göre planlama alanının deprem tehlike durumu yüksektir" ifadeleri de yer alıyor!

Normalde söylemeye bile gerek yok ancak tekrar ifade etmek gerekiyor sanırım:

Deprem tehlike durumu yüksek, son derece sıkışık bölgelerde yeni konut alanlarının planlanması hatadır.

Dönüşüm gibi bir gündeminiz de anlaşılan yok...

Bari son kalan kamu alanlarını konutlaştırmayın, bırakın en azından o parseller toplanma alanı olarak kalsın.